13 Ekim 2016 Perşembe

Galatasaray Odeabank - Cska Moskova Euroleague 1. Hafta Maç Yazısı

Galatasaray Odeabank Euroleague'deki ilk maçında son şampiyon CSKA Moskova'ya 109-84 mağlup oldu. 

Galatasaray Odeabank, maça Dentmon, Sinan, Emir, Daye, Tyus beşiyle başlarken, CSKA A. Jackson, De Colo, Vorontsevich, Augustine, Kurbanov beşiyle sahaya çıktı. 

Maça CSKA daha üstün başladı desek yanlış olmaz. Galatasaray oyuncuların ortaya koyduğu bireysel enerjiyle skorda kalmayı başardı. Takım olarak yaptığımız organizasyon sayısı oldukça azdı. 
Özellikle Sinan ve Emir oyunda olmadığı sürelerde takımın organizasyonunun tamamen dağıldığını gördük. Bu süreçte ise CSKA tek pasta çembere rahatlıkla gidebildi. Aynı zamanda CSKA hücum ribaundlarında da üstünlük sağladı

İlk periyodun sonunda Micov 4 numaraya Deon 5 numaraya geçti. Bununla beraber iyice kısaldık ve devre arasına kadar inişli çıkışlı bir skor performans gösterdik. Russ Smith maç boyunca attığı 11 sayının 7'sini bu bölümde kaydetti.

İkinci yarıya geçen seneki düzene benzeyen bir beşle başladık. (Sinan-Schilb-Micov-Daye-Tyus)
Bu bölümde takım inanılmaz bir reaksiyon gösterdi ve Emir Preldzic'in de skora katılımıyla fark 5'e kadar indi. 4. çeyreğe başlayan beşin maçın kırılma anı olduğunu düşünüyorum. Russ Smith ve Tibor Pleiss sahadayken savunmada büyük zaafiyet yaşıyoruz. Rakip de CSKA olunca bu zaafiyetleri çok iyi kullanıyorlar. Bir anda açılan fark çığ gibi büyüdü. Ve maç 25 sayılık CSKA üstünlüğüyle sona erdi.





Maçta aldığım bazı iyi ve kötü notları paylaşmak istiyorum.

Sinan'ın liderliği takım için çok önemli. Enerjisini sahaya gerektiği gibi koydu.

Emir Preldzic kısa sürede takıma uyum sağlamış gözüküyor. Yeri geldiğinde önemli sorumluluk aldı.

Russ Smith Avrupa basketboluna uyum sağlarsa çok önemli bir silah olacağını gösterdi.

Alex Tyus, enerjisiyle ve tecrübesiyle geçen sezon Lasme'nin verdiği katkıyı verebileceğini gösterdi.

Austin Daye birebirlerini takım düzeni içinde kullanmaya başlarsa çok daha faydalı olabilir. 

Savunma konusu ise oldukça büyük bir sorun. Tyus dışında çember savunan uzun yok. Ve birebirde herkes oyuncusuna geçiliyor. Bunun yanısıra çok fazla backdoor cut yedik.

Tibor Pleiss nasıl bu takımın bir parçası haline gelecek ya da gelebilecek mi çok merak ediyorum. Genellikle pivot pozisyonunda oynayan oyuncular geç form tutar ancak oyuncu özellikleri olarak Pleiss'ın kadroya uyum sağlaması oldukça zor gözüküyor.

Dentmon'un da oyununu büyük ölçüde revize etmesi gerekiyor.

İlk Euroleague maçı sonrasında Galatasaray Odeabank özellikle savunmada çok eksik gözüktü. Bakalım sezon içerisinde nasıl bir yol izlenecek. Umarım diğer yazılarımda daha iyi bir Galatasaray Odeabank anlatırım.

Euroleague'in yeni formatında daha 29 maç oynanacak olduğunu unutmamak gerek. 
Herkese iyi haftalar:)







4 Ekim 2016 Salı

Darüşşafaka Doğuş 2016-2017

Darüşşafaka, geçtiğimiz yıllarda Doğuş Grup sponsorluğunda ve Ferit Şahenk önderliğinde Türk basketbolunda ciddi bir atılım yaptı. Son bir kaç yılda takım TBL'den yükselip Euroleague seviyesine geldi. Bu sene de en ciddi kadronun kurulduğu yıl diyebiliriz. Tabi ki bu sezonki en önemli transfer son olarak NBA şampiyonu Cleveland Cavaliers'ı çalıştırmış ve daha önce Euroleague şampiyonluğu olan önemli tecrübe Koç David Blatt'in gelmesi.

Hazırlık maçlarında takım hazır bir görüntü çizdi. Özellikle birebir savunmayı iyi yapan oyunculara sahip olan Daçka'da Furkan Aldemir çember savunması ve ekstra hücum ribaundları ile bu sezon kilit oyuncu olacaktır. 

Hücum yönünde ise Daçka, transition dediğimiz geçiş oyunlarını iyi oynayabilecek koşabilen mobilize uzunlara ve topa yön veren kısalara sahip. Oyun sıkıştığında ise sorumluluk alabilen Wanamaker, Wilbekin, Anderson gibi oyunculara sahipler.






Oyuncular gelecek sezon neler yapabilir diye tek tek ilerlemek istiyorum.

Brad Wanamaker: Geçtiğimiz sezon Almanya Ligi MVP'si. Fizikli, skor atabilen ve attırabilen takımına hakim gözüken bir guard. Bu sezon koç Blatt'in kilit oyuncularından biri olacaktır. 

Daha önce NBA takımlarından San Antonio Spurs'te gördüğümüz; kolları uzun, savunmacı, fizikli, dinamik bir Kısa Forvetle -ki bu Kawhi Leonard oluyor - rakip guard'ı savunma fikrini bu sezon Daçka da uygulayabilir. Özellikle bu tanıma yeni transfer Will Clyburn uyuyor. Clyburn rakip guard'ı savunurken, Brad Wanamaker rakip 3 numarayla eşleşirse bunun savunma tarafında bir dezavantaj yaratacağını düşünmüyorum. Fizikli bir guard'ın avantajları diyebiliriz:)

Scottie Wilbekin: Wilbekin için en güzel tanımı Kaan Kural yapıyor. Avrupa'nın Russel Westbrook'u.
Müthiş bir hıza ve yön değiştirme yeteneğine sahip. Açık alanda inanılmaz işlere imza atabilir. Ancak oyunda dağılmaları sık sık yaşadığını da görüyoruz.

Oyuna olan tutkusu ve iştahı çok çok üst düzeyde. David Blatt'in onun bu enerjisini ve tutkusunu verimliliğe fazlasıyla çevireceğini düşünüyorum. Bazen Wilbekin'i oyundan çıkarmak ona yapılacak en büyük iyilik olabilir. 

Dairis Bertans: Bertans ailesinin 3. profesyonel basketbolcusu. Basketbol eğitimini aileden almış iyi bir profesyonel. 2 numarada tamamlayıcı olarak kadroda rol bulacağını düşünüyorum.

Birkan Batuk: Her genç basketbolcunun örnek alması gereken, saha içinde ve dışında karakter gösteren inanılmaz bir profesyonel Birkan. Kariyeri boyunca oynadığı her takımda aldığı dakikalarda sahada %100ünü mutlaka vermiştir ve bu sene de verecektir. Savunmada baskılı ve hücumda ceza şutları atabilen bir oyuncu. Bu sene saha içinde ve dışında Daçka'ya çok şey katacaktır.

James Anderson: Daçka'nın en önemli transferlerinden birisi.

Basketbol geliştikçe birebirde adam geçebilmenin önemi de arttı ve Anderson bu tarzda bir oyuncu. İkili oyunlara çeşitlilik katan, takıma liderlik edebilecek bir oyuncu. Hazırlık maçlarında takıma adapte olmuş gözüktü. Bu sezon takımın fark yaratan oyuncularından birisi olacaktır.

Will Clyburn: Geçtiğimiz sezonda İsrail Ligi sayı kralı olmuş oyuncu.

Her ne kadar İsrail Ligi bizim ligimiz kadar kaliteli olmasa da 20.8 sayı ortalama tutturmak kolay iş değil. Clyburn, pozisyonuna göre çok uzun sayılmasa da atletizmi ve uzun kolları ile rakiplerine genelde fiziksel avantaj sağlayan bir oyuncu. Hazırlık maçlarında izlediğim kadarıyla oyuncu özelliği olarak en çok dikkatimi çeken atletizm ve oyuna olan arzusu olmuştu. Çembere öyle penetreler ediyor ki deyim yerindeyse çemberi ısıracak gibi. Sayıya gitme potansiyeli ve bundan önemlisi sayı atma arzusunu sahada görmek mümkün. Bu sezon Daçka'nın kilit oyuncularından olacaktır.

Adrian Moerman: Basketbol Süper Ligi geçtiğimiz sezonun sayı ve ribaund kralı.

Moerman ondan önceki sezonda ise Fransa Ligi MVP'si olup ligimize, Banvit'e gelmişti. Geçtiğimiz yıl da çok özel bir sezon geçirdi. Sahada %100'ünü her zaman veren, kazanma hırsını, maçı ne kadar istediğini her zaman görebildiğimiz, takım düştüğü zaman diğer oyuncuları yukarı çekebilecek karaktere sahip bir oyuncu. Oyuncu özelliği olarak bakarsak da dış şutu olan, çok atletik olmasa da ribaund konusunda topun nereye düşeceğini tahmin edebilen ve bu sayede çok ribaund alan, özel bir oyuncu Moerman. Blatt onu ne kadar tanıyor bilmiyorum ama doğru yerlerde doğru dakikaları Moerman'a verirse, oyuncu fark yaratacaktır.

Luke Harangody: Şut atabilen 4 numara tanımı Harangody için yetersiz sanırım. Oyunu şut üzerine kurulu desek daha doğru. Bu sezon 4 numarada süreleri Moerman ile paylaşacaktır. Kesinlikle takım için çok yararlı bir oyuncu. Aldığı sürelerin hakkını verecektir.

Marcus Slaughter: Slaughter, Euroleague'in tecrübeli uzunlarından. Onun sahada yapacakları genel hatlarıyla belli desek yanlış olmaz. İki pota altında da ribaund alan, ikili oyun bitiren atlet bir oyuncu. Oyunda kaldığı 15-20 dk gibi sürelerde takıma pozitif katkıda bulunacaktır.

Furkan Aldemir: Furkan, Galatasaraydayken takımın çok önemli bir parçasıydı. Ben açıkçası Furkan Aldemir'in bu sezon kariyer sezonunu geçireceğini düşünüyorum. Oyuncu özelliği olarak çok fazla artısı var Furkan'ın.
Her şeyden önce inanılmaz bir ribaundçu. Sezgileriyle ve bazen bir kaç hamleyle seken topu takımına kazandırabiliyor.
Pick&Roll'ü iyi bitirebilen Furkan aynı zamanda NBA'de kendine şut silahını da ekledi diyebiliriz.
Çember savunması konusunda çok üst düzeyde. Mutlaka rakibin işini zorlaştırmayı beceriyor.
NBA'den kuvvetlenip geldiğini düşünüyorum. Tek eksisi ise sırtı dönük oyununun olmaması ancak bu sezon patlama yapmasını beklediğim isimlerin başında geliyor.

Semih Erden: Semih, kariyerine başladığı günden beri potansiyelini bildiğimiz ancak bir türlü istikrar sağlayamamış bir oyuncu. Son 2-3 sezondur bu konuda büyük bir gelişme katetti. Geçen sezon takımın en iyi oyuncusuydu demek yanlış olmaz.

Sırtı dönük oyunu takım için bir silah haline geldi. Konsantre olduğu zaman inanılmaz bitirici. Ayakları çabuk olduğu için çemberi de koruyan bir isim. Ancak belli bir yaşın üstüne geldi Semih. Ondan verim almak için maksimum 15-20 dk arası sahada kalması gerektiğini düşünüyorum. Bu sezon Daçka'nın oyununa çeşitlilik katacaktır.

Yazımda, Daçka'nın bu seneki rotasyonunu kendimce değerlendirdim. Şu ana kadarki en kapsamlı ve emek verdiğim yazım bu oldu. Yorumlarınız benim için önemli. Herkese iyi haftalar diliyorum.:)




3 Ekim 2016 Pazartesi

Fenerbahçe Basketbol 2016-2017 Sezon Öncesi Değerlendirmesi

Fenerbahçe, Obradovic'in gelişiyle çok büyük bir atılım yaptı Avrupa basketbolunda. Son iki senedir final-four yapan Fenerbahçe geçen sezon kupayı bir ribaundla elinden kaçırmıştı. Bu sezon transferdeki en büyük başarı Ekpe Udoh ve Jan Vesely'i elde tutmak oldu. Bütün kadrosunu koruyan Fenerbahçe, sadece bir türlü beklenen katkıyı veremeyen Ricky Hickman'la yollarını ayırdı. Onun yerine ise İtalya Ligi MVP'si James Nunally'i kadrosuna kattı. Efes'in genç pivotu Ahmet Düverioğlu'nu da kadrosuna katan Fenerbahçe böylelikle transferi kapatmış oldu. Şu ana kadar hazırlık döneminde en hazır gözüken takım Fenerbahçe.



Geçtiğimiz yıl bir kadro iskeleti ve oyun sistemi oturtan Fenerbahçe, bu sezon daha fazla detaylar üzerine yoğunlaşabilir. Avrupa basketbolunda detayların fark yarattığını düşünürsek takımın geçen sezona göre daha iyi basketbol oynayacağını düşünüyorum.

Bu sezon takımın en büyük problemi konsantrasyon olabilir. Ancak başınızda Zeljko Obradovic gibi bir koç varsa bu ihtimal de en aza iniyor. Koç, sahada oynayan herkesten daha fazla basketbola konsantre.

Önümüzdeki sezon sakatlık vs. olmazsa Fenerbahçe Basketbol Takımı oynadığı bütün kulvarlarda şampiyonluğun en büyük adaylarından biri olacaktır.