20 Haziran 2019 Perşembe

WIN OR GO HOME BSL FİNAL SERİSİ 7. MAÇ YAZIM

Fenerbahçe Beko ve Anadolu Efes 21 Haziran Cuma günü Türkiye Basketbol Süper Ligi Şampiyonluğu için karşı karşıya gelecek. İki ekip bu yıl çok fazla karşı karşıya geldi ve aralarında sıkı bir rekabet oluştu. Takımlar bu sezon karşılaşacakları 13. Maça çıkacaklar. Rekabet öyle ki bu maçların yarısını Fenerbahçe Beko yarısını Anadolu Efes kazandı.

Bu maçların sonuçlarına ince detaylar, günlük performanslar, sakatlık problemleri, dönemsel formsuzluklar tesir etti.

Final serisinin 7. maçına bakacak olursak, sonucu kestirebilmek çok kolay değil ancak ev sahibi etkisiyle Anadolu Efes`in bir adım önde olduğunu söyleyebilirim. 
Ancak Efes şu anda Final Four`daki formunda değil, Fenerbahçe tepe savunmasıyla Efes`in en güçlü yanı olan Larkin ve Micic`i belirli ölçüde sınırlandırmış durumda. Aynı şekilde Efes de tepeden oynanan ikili oyunlara agresif olarak show-up yaparak Fenerbahçe hücumunu sınırlandırmak için çaba sarfediyor. İki takımın oyuncuları da birbirlerini o kadar iyi tanıyorlar ki artık anlık reaksiyonlarla maç içinde küçük seriler meydana gelebiliyor. 

Efes tarafından bakarsak 7. Maçta, topla yaratabilmesi ve ribaund katkısıyla Krunoslav Simon`un sahada olacağını düşünüyorum. Kazanılan ve kaybedilen maçlarda Simon takımın iyilerindendi. Ancak Ergin Ataman, başka bir oyuncu ve başka bir planla sahaya çıkarsa da çok şaşırmamak lazım. Sonuçta ortada tek bir maç var. 
Fenerbahçe`de ise planın çok değişeceğini sanmıyorum. Bireysel performanslar bir puzzle gibi bu takımın bütününü tamamlamalı. Kostas Sloukas ve Ali Muhammed`in liderliği, Guduric`in yeri geldiğinde sorumluluk alması ve verim vermesi. Datome`nin nasıl bir performans sahaya koyacağı ve en önemlisi Kalinic`in sırtı dönük oyunları.
Tabi bir de ribaund konusu var. 6. Maçtaki gibi ribaund alabilirse Fenerbahçe kupanın kulbuna yapışmış olur. Ancak Efes bu maçta o kadar ribaunda izin verir mi. Göreceğiz.
Efes`te Micic`in liderliği, Larkin`in rolü, Moerman`ın bitirici rolde olması ve Dunston`ın sahada kalması çok önemli. Maç içinde skora bağlı olarak bir satranç maçı gibi koçların düellosunu izleyeceğiz. Ben yine de saha avantajıyla Anadolu Efes`i favori görüyorum.

Maçın hava atışından itibaren bir basketbol şöleni izleyeceğiz. Kapalı gişe bir salon. Çok başarılı iki takım sahada. Kim kaybederse o kaybetmeyi aslında haketmeyecek ve kim kazanırsa o kupayı hakederek kazanmış olacak. Biz basketbol severler için yılın en güzel maçlarından birisi Sinan Erdem Spor Salonunda oynanacak. 

Ne diyelim, sahada daha fazla hakeden, daha fazla mücadele eden, basketbolun hakkını veren taraf kazansın. 

13 Ekim 2016 Perşembe

Galatasaray Odeabank - Cska Moskova Euroleague 1. Hafta Maç Yazısı

Galatasaray Odeabank Euroleague'deki ilk maçında son şampiyon CSKA Moskova'ya 109-84 mağlup oldu. 

Galatasaray Odeabank, maça Dentmon, Sinan, Emir, Daye, Tyus beşiyle başlarken, CSKA A. Jackson, De Colo, Vorontsevich, Augustine, Kurbanov beşiyle sahaya çıktı. 

Maça CSKA daha üstün başladı desek yanlış olmaz. Galatasaray oyuncuların ortaya koyduğu bireysel enerjiyle skorda kalmayı başardı. Takım olarak yaptığımız organizasyon sayısı oldukça azdı. 
Özellikle Sinan ve Emir oyunda olmadığı sürelerde takımın organizasyonunun tamamen dağıldığını gördük. Bu süreçte ise CSKA tek pasta çembere rahatlıkla gidebildi. Aynı zamanda CSKA hücum ribaundlarında da üstünlük sağladı

İlk periyodun sonunda Micov 4 numaraya Deon 5 numaraya geçti. Bununla beraber iyice kısaldık ve devre arasına kadar inişli çıkışlı bir skor performans gösterdik. Russ Smith maç boyunca attığı 11 sayının 7'sini bu bölümde kaydetti.

İkinci yarıya geçen seneki düzene benzeyen bir beşle başladık. (Sinan-Schilb-Micov-Daye-Tyus)
Bu bölümde takım inanılmaz bir reaksiyon gösterdi ve Emir Preldzic'in de skora katılımıyla fark 5'e kadar indi. 4. çeyreğe başlayan beşin maçın kırılma anı olduğunu düşünüyorum. Russ Smith ve Tibor Pleiss sahadayken savunmada büyük zaafiyet yaşıyoruz. Rakip de CSKA olunca bu zaafiyetleri çok iyi kullanıyorlar. Bir anda açılan fark çığ gibi büyüdü. Ve maç 25 sayılık CSKA üstünlüğüyle sona erdi.





Maçta aldığım bazı iyi ve kötü notları paylaşmak istiyorum.

Sinan'ın liderliği takım için çok önemli. Enerjisini sahaya gerektiği gibi koydu.

Emir Preldzic kısa sürede takıma uyum sağlamış gözüküyor. Yeri geldiğinde önemli sorumluluk aldı.

Russ Smith Avrupa basketboluna uyum sağlarsa çok önemli bir silah olacağını gösterdi.

Alex Tyus, enerjisiyle ve tecrübesiyle geçen sezon Lasme'nin verdiği katkıyı verebileceğini gösterdi.

Austin Daye birebirlerini takım düzeni içinde kullanmaya başlarsa çok daha faydalı olabilir. 

Savunma konusu ise oldukça büyük bir sorun. Tyus dışında çember savunan uzun yok. Ve birebirde herkes oyuncusuna geçiliyor. Bunun yanısıra çok fazla backdoor cut yedik.

Tibor Pleiss nasıl bu takımın bir parçası haline gelecek ya da gelebilecek mi çok merak ediyorum. Genellikle pivot pozisyonunda oynayan oyuncular geç form tutar ancak oyuncu özellikleri olarak Pleiss'ın kadroya uyum sağlaması oldukça zor gözüküyor.

Dentmon'un da oyununu büyük ölçüde revize etmesi gerekiyor.

İlk Euroleague maçı sonrasında Galatasaray Odeabank özellikle savunmada çok eksik gözüktü. Bakalım sezon içerisinde nasıl bir yol izlenecek. Umarım diğer yazılarımda daha iyi bir Galatasaray Odeabank anlatırım.

Euroleague'in yeni formatında daha 29 maç oynanacak olduğunu unutmamak gerek. 
Herkese iyi haftalar:)







4 Ekim 2016 Salı

Darüşşafaka Doğuş 2016-2017

Darüşşafaka, geçtiğimiz yıllarda Doğuş Grup sponsorluğunda ve Ferit Şahenk önderliğinde Türk basketbolunda ciddi bir atılım yaptı. Son bir kaç yılda takım TBL'den yükselip Euroleague seviyesine geldi. Bu sene de en ciddi kadronun kurulduğu yıl diyebiliriz. Tabi ki bu sezonki en önemli transfer son olarak NBA şampiyonu Cleveland Cavaliers'ı çalıştırmış ve daha önce Euroleague şampiyonluğu olan önemli tecrübe Koç David Blatt'in gelmesi.

Hazırlık maçlarında takım hazır bir görüntü çizdi. Özellikle birebir savunmayı iyi yapan oyunculara sahip olan Daçka'da Furkan Aldemir çember savunması ve ekstra hücum ribaundları ile bu sezon kilit oyuncu olacaktır. 

Hücum yönünde ise Daçka, transition dediğimiz geçiş oyunlarını iyi oynayabilecek koşabilen mobilize uzunlara ve topa yön veren kısalara sahip. Oyun sıkıştığında ise sorumluluk alabilen Wanamaker, Wilbekin, Anderson gibi oyunculara sahipler.






Oyuncular gelecek sezon neler yapabilir diye tek tek ilerlemek istiyorum.

Brad Wanamaker: Geçtiğimiz sezon Almanya Ligi MVP'si. Fizikli, skor atabilen ve attırabilen takımına hakim gözüken bir guard. Bu sezon koç Blatt'in kilit oyuncularından biri olacaktır. 

Daha önce NBA takımlarından San Antonio Spurs'te gördüğümüz; kolları uzun, savunmacı, fizikli, dinamik bir Kısa Forvetle -ki bu Kawhi Leonard oluyor - rakip guard'ı savunma fikrini bu sezon Daçka da uygulayabilir. Özellikle bu tanıma yeni transfer Will Clyburn uyuyor. Clyburn rakip guard'ı savunurken, Brad Wanamaker rakip 3 numarayla eşleşirse bunun savunma tarafında bir dezavantaj yaratacağını düşünmüyorum. Fizikli bir guard'ın avantajları diyebiliriz:)

Scottie Wilbekin: Wilbekin için en güzel tanımı Kaan Kural yapıyor. Avrupa'nın Russel Westbrook'u.
Müthiş bir hıza ve yön değiştirme yeteneğine sahip. Açık alanda inanılmaz işlere imza atabilir. Ancak oyunda dağılmaları sık sık yaşadığını da görüyoruz.

Oyuna olan tutkusu ve iştahı çok çok üst düzeyde. David Blatt'in onun bu enerjisini ve tutkusunu verimliliğe fazlasıyla çevireceğini düşünüyorum. Bazen Wilbekin'i oyundan çıkarmak ona yapılacak en büyük iyilik olabilir. 

Dairis Bertans: Bertans ailesinin 3. profesyonel basketbolcusu. Basketbol eğitimini aileden almış iyi bir profesyonel. 2 numarada tamamlayıcı olarak kadroda rol bulacağını düşünüyorum.

Birkan Batuk: Her genç basketbolcunun örnek alması gereken, saha içinde ve dışında karakter gösteren inanılmaz bir profesyonel Birkan. Kariyeri boyunca oynadığı her takımda aldığı dakikalarda sahada %100ünü mutlaka vermiştir ve bu sene de verecektir. Savunmada baskılı ve hücumda ceza şutları atabilen bir oyuncu. Bu sene saha içinde ve dışında Daçka'ya çok şey katacaktır.

James Anderson: Daçka'nın en önemli transferlerinden birisi.

Basketbol geliştikçe birebirde adam geçebilmenin önemi de arttı ve Anderson bu tarzda bir oyuncu. İkili oyunlara çeşitlilik katan, takıma liderlik edebilecek bir oyuncu. Hazırlık maçlarında takıma adapte olmuş gözüktü. Bu sezon takımın fark yaratan oyuncularından birisi olacaktır.

Will Clyburn: Geçtiğimiz sezonda İsrail Ligi sayı kralı olmuş oyuncu.

Her ne kadar İsrail Ligi bizim ligimiz kadar kaliteli olmasa da 20.8 sayı ortalama tutturmak kolay iş değil. Clyburn, pozisyonuna göre çok uzun sayılmasa da atletizmi ve uzun kolları ile rakiplerine genelde fiziksel avantaj sağlayan bir oyuncu. Hazırlık maçlarında izlediğim kadarıyla oyuncu özelliği olarak en çok dikkatimi çeken atletizm ve oyuna olan arzusu olmuştu. Çembere öyle penetreler ediyor ki deyim yerindeyse çemberi ısıracak gibi. Sayıya gitme potansiyeli ve bundan önemlisi sayı atma arzusunu sahada görmek mümkün. Bu sezon Daçka'nın kilit oyuncularından olacaktır.

Adrian Moerman: Basketbol Süper Ligi geçtiğimiz sezonun sayı ve ribaund kralı.

Moerman ondan önceki sezonda ise Fransa Ligi MVP'si olup ligimize, Banvit'e gelmişti. Geçtiğimiz yıl da çok özel bir sezon geçirdi. Sahada %100'ünü her zaman veren, kazanma hırsını, maçı ne kadar istediğini her zaman görebildiğimiz, takım düştüğü zaman diğer oyuncuları yukarı çekebilecek karaktere sahip bir oyuncu. Oyuncu özelliği olarak bakarsak da dış şutu olan, çok atletik olmasa da ribaund konusunda topun nereye düşeceğini tahmin edebilen ve bu sayede çok ribaund alan, özel bir oyuncu Moerman. Blatt onu ne kadar tanıyor bilmiyorum ama doğru yerlerde doğru dakikaları Moerman'a verirse, oyuncu fark yaratacaktır.

Luke Harangody: Şut atabilen 4 numara tanımı Harangody için yetersiz sanırım. Oyunu şut üzerine kurulu desek daha doğru. Bu sezon 4 numarada süreleri Moerman ile paylaşacaktır. Kesinlikle takım için çok yararlı bir oyuncu. Aldığı sürelerin hakkını verecektir.

Marcus Slaughter: Slaughter, Euroleague'in tecrübeli uzunlarından. Onun sahada yapacakları genel hatlarıyla belli desek yanlış olmaz. İki pota altında da ribaund alan, ikili oyun bitiren atlet bir oyuncu. Oyunda kaldığı 15-20 dk gibi sürelerde takıma pozitif katkıda bulunacaktır.

Furkan Aldemir: Furkan, Galatasaraydayken takımın çok önemli bir parçasıydı. Ben açıkçası Furkan Aldemir'in bu sezon kariyer sezonunu geçireceğini düşünüyorum. Oyuncu özelliği olarak çok fazla artısı var Furkan'ın.
Her şeyden önce inanılmaz bir ribaundçu. Sezgileriyle ve bazen bir kaç hamleyle seken topu takımına kazandırabiliyor.
Pick&Roll'ü iyi bitirebilen Furkan aynı zamanda NBA'de kendine şut silahını da ekledi diyebiliriz.
Çember savunması konusunda çok üst düzeyde. Mutlaka rakibin işini zorlaştırmayı beceriyor.
NBA'den kuvvetlenip geldiğini düşünüyorum. Tek eksisi ise sırtı dönük oyununun olmaması ancak bu sezon patlama yapmasını beklediğim isimlerin başında geliyor.

Semih Erden: Semih, kariyerine başladığı günden beri potansiyelini bildiğimiz ancak bir türlü istikrar sağlayamamış bir oyuncu. Son 2-3 sezondur bu konuda büyük bir gelişme katetti. Geçen sezon takımın en iyi oyuncusuydu demek yanlış olmaz.

Sırtı dönük oyunu takım için bir silah haline geldi. Konsantre olduğu zaman inanılmaz bitirici. Ayakları çabuk olduğu için çemberi de koruyan bir isim. Ancak belli bir yaşın üstüne geldi Semih. Ondan verim almak için maksimum 15-20 dk arası sahada kalması gerektiğini düşünüyorum. Bu sezon Daçka'nın oyununa çeşitlilik katacaktır.

Yazımda, Daçka'nın bu seneki rotasyonunu kendimce değerlendirdim. Şu ana kadarki en kapsamlı ve emek verdiğim yazım bu oldu. Yorumlarınız benim için önemli. Herkese iyi haftalar diliyorum.:)




3 Ekim 2016 Pazartesi

Fenerbahçe Basketbol 2016-2017 Sezon Öncesi Değerlendirmesi

Fenerbahçe, Obradovic'in gelişiyle çok büyük bir atılım yaptı Avrupa basketbolunda. Son iki senedir final-four yapan Fenerbahçe geçen sezon kupayı bir ribaundla elinden kaçırmıştı. Bu sezon transferdeki en büyük başarı Ekpe Udoh ve Jan Vesely'i elde tutmak oldu. Bütün kadrosunu koruyan Fenerbahçe, sadece bir türlü beklenen katkıyı veremeyen Ricky Hickman'la yollarını ayırdı. Onun yerine ise İtalya Ligi MVP'si James Nunally'i kadrosuna kattı. Efes'in genç pivotu Ahmet Düverioğlu'nu da kadrosuna katan Fenerbahçe böylelikle transferi kapatmış oldu. Şu ana kadar hazırlık döneminde en hazır gözüken takım Fenerbahçe.



Geçtiğimiz yıl bir kadro iskeleti ve oyun sistemi oturtan Fenerbahçe, bu sezon daha fazla detaylar üzerine yoğunlaşabilir. Avrupa basketbolunda detayların fark yarattığını düşünürsek takımın geçen sezona göre daha iyi basketbol oynayacağını düşünüyorum.

Bu sezon takımın en büyük problemi konsantrasyon olabilir. Ancak başınızda Zeljko Obradovic gibi bir koç varsa bu ihtimal de en aza iniyor. Koç, sahada oynayan herkesten daha fazla basketbola konsantre.

Önümüzdeki sezon sakatlık vs. olmazsa Fenerbahçe Basketbol Takımı oynadığı bütün kulvarlarda şampiyonluğun en büyük adaylarından biri olacaktır.


27 Eylül 2016 Salı

Galatasaray Odeabank 2016-2017 Transfer Değerlendirmeleri

Geçtiğimiz sezonun Eurocup şampiyonu Galatasaray Odeabank bu seneye de iddialı bir kadroyla girdi. Kadro çekirdeğinden Errick McCollum ve Stephane Lasme'yi kaybeden Galatasaray Odeabank, tam 10 yeni takviyeyle yeni sezona giriyor.


Russ Smith: Sürekli gelişen ve hızlanan oyunda yeni nesil bir guard diyebiliriz Smith için. Açık alan bulduğu zaman fark yaratabilecek bir oyuncu. Ergin hocayla Avrupa Basketboluna uyum sağlarsa bu sene adından çok söz ettirir.

Justin Dentmon: Dentmon, Euroleague tecrübesi olan bir guard ve skor potansiyeli çok büyük. Ancak bu sene sadece skor atması yetmeyecek. Takımı organize etmesi ve savunmasını da yukarı çekmesi gerek. Oyun olarak gereken değişimi sağlarsa takımı 1-2 seviye yukarı çekebilir.

Jon Diebler: Görev adamı. Şutör. Sahada kısa süre bile kalsa mutlaka takıma pozitif katkı yapacaktır bu sezon. Takımın sıkıştığı yerde forvetlerden etkili ikili oyun oynadığını da bu sene çokça göreceğiz.

Emir Preldzic: 2014 Dünya Basketbol Şampiyonası olmasa bu sezon Emir'i Galatasaray'da izlemezdik diye düşünüyorum. Bu sezon Galatasaray'da 2-3-4 pozisyonunda oynayabilen çok yönlü oyuncular var. Emir de bunlardan biri. Hazırlık maçlarında takımı sahiplenmiş ve istekli görüldü. Ergin Ataman'ın kilit oyuncularından biri olacaktır.

Austin Daye: Ergin Ataman sisteminin en kilit parçalarından biri. Şut atabilen 4 numara. Bu sene takımın yıldızı olursa şaşırmam. Ribaund alındıktan sonra fast break başlatabilen, topu yere vurabilen bir uzun. Tarz olarak ben biraz Chuck Davis'e benzetiyorum açıkçası. Birebirde etkili. Kritik toplarda da sorumluluk almaktan kaçınmayacaktır.

Deon Thompson: 4 ve 5 numara oynayabilen, çok uzun olmamasına rağmen ribaundlarda etkili ve orta mesafesi de fena olmayan bir oyuncu Deon. Her takımda olması gereken tarzda bir oyuncu. Örnek vermek gerekirse, Ergin Hoca onu daha önce Kerem Gönlüm'ü kullandığı gibi kullanacaktır.

Alex Tyus: Euroleague şampiyonluğu olan bir uzun her şeyden önce. Çok tecrübeli ve atletik özellikleri var. Doğru sistemde doğru rol verilirse takımın ana parçalarından biri olabilir. Özellikle çember savunma konusunda şuan takımın en büyük silahı. Efes'teki oyunu soru işareti olarak görülebilir ama son iki senede Efes'te kim iyiydi diye düşünmek gerek. Ben bu sene parlayacağını düşünüyorum.

Tibor Pleiss: Almanlar tarafından çok büyük potansiyel olarak karşımıza çıkarılmıştı Tibor. Beklenilen potansiyeline tam olarak ulaşamasa da özellikle Avrupa takımları için önemli bir silah haline dönüştü. Pick&Roll ve Pick&Pop bitirebilen. Sırtı dönük oyunu da olan bir uzun. Tek soru işareti ise çember savunması.

Can Korkmaz: Efes altyapılı bir oyuncu. Bu sezon özellikle lig maçlarında kadroda süre alacağını düşünüyorum. Şut konusunda son senelerde istikrar sağladı. Piyasada çok fazla yerli guard olmadığını düşünürsek, Can bu konuda Galatasaray'ın tercih edebileceği iyi oyunculardan birisiydi.

Orhan Hacıyeva: Efes altyapılı başka bir oyuncu. Orhan sadece şut atan 4 numara değil, aynı zamanda oyuna da katkı veren çalışkan bir oyuncu. Özellikle lig maçlarında süre bulduğu dönemlerde kendini iyi gösterirse Euroleague'de de süre alabileceğini düşünüyorum.







26 Eylül 2016 Pazartesi

Merhabalar

Herkese merhabalar,
İlk yazımda her şeyden önce kendimi tanıtmak istiyorum. Adım Emircan Tuğan, 1995 Balıkesir doğumluyum. Basketbol koçuyum. Daha önce yerel ve Türkiye çapında kulüplerde görev aldım. Galatasaray taraftarıyım. Şimdi ise Avrupa Basketbolu hakkında blog yazma kararı aldım. Önümüzdeki sezon Basketbol Süper Ligi ve Euroleague hakkında yorum, istatistik, maç yazıları için takipte kalın.
                                                                                                                           İMZA: Emircan Tuğan